ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

HABERLER

Barajdaki Çatlak

 Barajları yıkan ufak bir çatlaktır, bazen de kaçınılmaz olanı görmek istemememizdir…

Kaçınılmaz olan şeyler, tanım itibarı ile eninde sonunda olurlar. Bunları görememek, ya da görmeyi istememek felaket ile sonuçlanabilir. Vajont Barajı’nda olduğu gibi… 1940’lı yıllarda İtalyan enerji şirketi SADE, Vajont Nehri üzerinde bir baraj inşa etmeye başladı. Onlarca yıl sürecek devasa bir projeydi bu. Vadide daha önce defalarca toprak kayması olmuştu. SADE bu konuda kaygısı olanların yüreğine su serpti, bölgenin yapısı etraflıca incelenmişti, inşaat buna göre ilerleyecekti, her şey çok güzel olacaktı.

1960 yılına gelindiğinde artık bitmek üzere olan baraj konusunda uzmanlardan uyarılar gelmeye başladı; eğer baraj doldurulursa Toc Dağı’nın (Monte Toc) barajın üzerine çökeceğini söylediler. Monte Toc’un halk arasındaki ismi “yürüyen dağ” idi, zira sürekli heyelan olurdu, dağ hiç sabit durmazdı. SADE yaptığı işten emindi, barajı doldurmaya başladı. Bir kaç ufak heyelan oldu, ancak bunlar baraja zarar vermedi (SADE önlem aldı gerçi, bu konuda haber yapan kurumları mahkemeye verdi!).

Bir yıl sonra bölgede deprem oldu, SADE bunu da önemsemedi. Aynı yerde üst üste deprem olduğu nerede görülmüştü canım! SADE barajı azami seviyesine kadar doldurdu. Bu esnada yürüyen dağ günde yaklaşık 1 metre hareket ediyordu.

9 Ekim 1963’te artık olan oldu. Şiddetli yağmurların da etkisiyle dağdan muazzam bir parça koptu ve ağzına kadar dolu olan baraja düştü. Karada metrelerce yükseklikte tsunami dalgaları oluştu, hatta sonradan yapılan çalışmalarda dalgaların 200 metre yükseklikte olduğu ölçüldü. Bu hızlı ve güçlü su duvarı önündeki havayı öyle bir hızla itti ki, etkisi Hiroshima’ya atılan atom bombasından çok daha fazla oldu.

Tsunami baraj yakınındaki iki köyü anında yok etti, iki bin kişi öldü. Ölenlerin hemen hepsinin kıyafetleri bu dehşet hava akımı yüzünden uçup gitmişti. İtalyan Hükümeti ve SADE olanları doğal bir felaket olarak görme eğilimindelerdi, bazı çalışanlar açılan davalarda cezalar aldı, şirket ise operasyonlarını sürdürdü. Baraj bugün hala yerinde, ancak bir daha asla doldurulmadı…

İhmalin, kaçınılmaz olanı görüp inatlaşmak, bilimsellikten uzaklaşmak  belki Vajont Barajı’nda olduğu gibi topyekûn ölümlere neden  olmadı, ancak yaratılan hasar, kaybolan işler, binlerce kişisel dram hep bu ihmalkârlığın sonucu olara barajlar tarihinde bir örnek olarak kaldı.

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış