ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Petrol Tankerleri Kazaları, Biyoçeşitliliğin Muhafazası, Ekosistem Servislerinin Korunması

17 Kasım 2015 Kıyı ve Deniz (açık deniz) ve Türk Boğazları ve Dünyada Benzer Boğaz Ekosistemleri Üzerinde Petrol Tankerleri Deniz Kazalarının Petrol (Yakıt) Boşalımı Baskısı Biyoçeşitliliğin Muhafazasında, İnsanların Beslenmesinde ve Ekosistem Servislerinin Korunarak Kullanılmasında Ciddi Bir Tehdittir: İndependenta örneği Eyüp Yüksel Su sadece –bildiğimiz, tanıdığımız   anlamda-  “inorganik” “madde” su mudur? Su DSİ’nin ve Belediyelerin işi midir yalnızca? Tek konu elbette hidroloji değil; sucul (akuatik) sulakalan vb alıcı ortamlar ve denizel gen kaynaklarının korunması da; aynı zamanda suyun korunması demektir.  Su ekosisteminin içerisinde başka neler var? Gemiler saf suda mı yüzüyor, bu suyun  içerisinde            mineraller (cansız), primer üreticiler, algler, mavi yeşil algler (canlılar), hatta balıklar, midyeler, yosunlar, mercanlar, istiridyeler, mavi-yeşil algler, zooplanktonlar, fitoplanktonlar, tuz (sadece sodium klorür yani NaCl değil; FeSO4ünden Na CL’üne) ahtapotlar da yok mu? Hepsi bir bütün ve canlı system değil mi? Sadece okyanustaki akıntı mı balıkları yönlendirir? Denizanalarının kompozisyonu ve davranışı da okyanuslardaki akıntıları yönlendirir mi? Çok garip gelecek, çok şaşırtıcı ama biyoçeşitlilik de, Gulf Stream gibi, ama ondan farklı bazı hidrolojik dinamikleri belirler mi?(Bakınız ScienceDaily) Sadece denizde kazalarda mı, köyde, çiftte, çubukta bostana dökülen mazot yakıtı, benzin istasyonlarından her nasılsa çevredeki tarlaya, bostana dökülen, “drene edilen” benzin, mazot?! Kentlerde ve şehirlerarası yolalrda kaza olunca dökülen petrol, gıda vb. Sıvı maddeler nasıl kriz ortamından süratle nasıl elimine edilecek, biliyor muyuz? Bu sıvı maddeler kentiçinde yolu kayganlaştırarak, ilave kazalara, “çarpan etkilerine” sebep olmaz mı? Yönetmelik, mevzuat ve yasaklar, para cezası kesmeler bu sorunu ve can kayıplarını önleyebilir mi? 415783 Belki de 10 yıl sonra kullanılacak, belki de bu haftasonu pazar günü… Tedbir malzemeleri, tedbir cihazlarına tahsis edilen masraflar ölü yatırım mıdır? Ya AVM’lerden aldığımız süs araç gereçleri, kokular, aksesuarlar zaruri mi? Bir kriz anında AVM’de kaçımızın canını kurtatırır ve ne işe yarar onca lüks keyif masrafı? Otomobilimiz mersedes, cip, Hacı Murat, Porş€, Rolsroys, kentiçine hiç yakışmayan kaba saba koca bir spor pabucuna benzeyen lend rover cip, çeroki cip, veya Röno, Opel, Toyota, Anadol olmuş ne fark eder o zaman? Hele bir de denizdeysek? Denizde, sofralarımıza gelen kalkan balığı ve midye tava vb. Yaşıyor ve bize lüks lokantalarda sunuluyorsa? Bir tanker ve yük ya da yolcu gemisi Türk Boğazlarında çarpışsa, lokantacı havyarı, balığı nerden bulacak? Bankadaki hisse senetleri ve faiz gelirinden mi? Kazalar, ithalat, ihracat, ekosistem tahribatının gıda ve sağlık maliyeti hepsi de birden cari açığa sebep olmuyor mu? Ülkeler için orduları nasıl caydırıcı güçse, yani savaşları önlerse, tedbir malzemeleri, yapıları, eylem planları, da ve eğitilmiş ehil kadroları ve bunun gerekli kıldığı özel istihdam da.. Tedbire yatırılan para israf ve tüketim mi demektir yoksa… Burada ekosistem servislerini kullanıyoruz, derken, aslında onları “kullandığımızı” değil, onlardan yararlandığımızı anlatmak istiyoruz. Yararlandığımız hizmetlerin kaynağını, fonksiyonlarını, hammaddesini, düzenleyici gücünü, enerjisini, genetik planını sağlayan sucul organizmaların (biyoçeşitliliğin) gen kaynaklarını da korumak zorundayız. Karada, 900 rakımlı Ankara’da evimizde bile yaptığımız her faaliyetin denizlerimiz üzerinde bir etkisi, izi bulunmaktadır. Lavoboya yemeğimizden artan tavadaki, tabaktaki donmuş yağı dökersek mesela, veya kalitesiz, korucu antibakteriyel içeriği olan şampuan ve deterjanlar kullanırsak mesela. Tedbirli olursak, tedbire tahsis edilen masrafları INDEPENDENTA gemi kazası (tanker?) hatırayarak kararlı olursak… Bu suyun temizlenmesinin masrafını hesapladık mı? Oil-tanker-blast-China Doğadan, kuştan, böcekten, kelebekten kazandıklarımız ve kazanacaklarımızın finans değerini hesaplamamız gerekiyor. Örneğin bir depremde ödemek zorunda kalacağımız, cebimizden bindirilmiş ağır vergilerle çıkacak kaybın maliyeti? İş işten geçtikten sonra denizi temizleme maliyeti sadece ulaştırma bakanlığı kıyı liman yönetimi masraflarına mı bedeldir? Sudaki canlılar?  Onları kaybedersek sofralarımızı da kaybederiz en basitinden. Gıda fiyatları yükselir… Ülkenin zengini de (hem de parası olduğu halde!), fakiri de aç kalır. Suyu bir canlı matriks ortamı olarak koruyamazsak, felakete karşı hazırlıklı olamazsak, eğer “önceden hazırlıklılık kapasitemiz” yoksa;  aç ve sağlıksız kalırız. Kirli deniz ürünlerini yemek için filter-feeder midye türünün sahip olduğu türden bir arıtım ve arıtılanı kendi bünyesinde barındırarak, arıtılana rağmen yaşama kapasitemiz yok karaciğerimizde. Kronik kabızlık, böbreklerin durması koma ve ölümle neticelenir insan türünde. Bir diğer boyut, suda yüzemeyiz, rekreasyon kaybı…yabancı konuklarımıza Istanbul Boğaziçi’nde bir tur attıramayız, presitijimiz alimallah eksilere iner. Medya habersiz kalır, sansasyon yaratamaz, okuyucusuz kalır, kendişnden beslenen; modern, ilerici görünümlü olsa da,  popülist, gösteriş, sosteye haberine bağınmlı yaygın cahil kitleler olan okurunu kaybeder...cemiyet havadislerinden yoksun kalan renksiz bir Babılali… Ülkemizde istemediğimiz, hiç de beklemediğimiz ama kaçamayacağımız deniz kaza ekolojik ve ekonomik felaketlerine karşı hazırlıklı bulunmamız kaçınılmazdır; petrol şirketleri, limanlar, ulaştırma kurumları mutlaka deniz çorapları ve petrol yiyen, kendi hacminin katlarını abzorbe edebilen acil durum bakteri emdirilmiş yüksek teknoloji ürünü biyoteknoloji ürünü pamuk-bakteri matriksini ellerinde bulundurarak, denizlerimizdeki çok hızla kirlenen sularımızı ve en sağlıklı besinimiz olan deniz canlılarımızı korumalı. Belki bu malzemelerle bir ovaya giren yağla, makine yapı ile petrol artıkları ile sulama kanalının daha başında bu kirliği coğrafi (konumsal) önceden olarak önleme imkanımız var. Burada da kronik bir felaketi, “kazayı” önlemiş olur, hem biz, hem piyasa, hem tüketici halkın sağlığı, hem tarım ve doğal ekosistemler kaznamış olur. Ama önce sorumluluk bilinc, masrafın gerçekte nerde olduğunu doığru görebilmek!... Kirli sulama Önleyici ilkeden yola çıkarak özel sektör bu konuda yatırmlarını yapmalı. Ünlü şirketlerin petrol istasyonları, karayolları kenarında bu pamuksu maddeden bulundurmalı, atıklarını yağları Bergama’ya vb. derelere atmamalı (Facebook’ta hergün hocalarımızdan bu yönde üzücü petrol kirliliği (içsuları ve topraklarımızı kirleten) görüyoruz, ben de gördüm şehirlerarası bir yolda, tarım alanı ünlü ovalarda benzin istasyonlarında, çok acı. Kazalara hazırlıklı olmaktan ziyade, kaza sonrası kurtarma ve kriz masasına odaklanmış bir pasif, seyirci, korkak toplum olarak, bu zihniyetimizi değiştirmek, idareyi ve yetkiyi teknik ve pozitif bilim insanlarına, uzmanına bırakmak zorundayız. Amoco-Cadiz-Oil-Spill-Incident Gezegenimiz, biricik Dünyamız ve biz. Bizleri birbirine bağlayan matriks ortam su, evet H2O, 2 adet Hidrojen, 1 adet Oksijen atomu, aralarındaki açı teta. Bizi ve dünyamızı ABD ve Rusya Başkanları ve giderek piyasadan kalkan, silinen AB, fransa, İngiltere  vs değil, bu molekül yönetiyor, ekosistemlerde sıcaklığı müthiş bir termodinamik beceriyle o düzenliyor, su! Altyapı sorunlarının ve ülkenin ve sektörlerin yönetiminde; en az mühendisler ve Siyasal Bilgiler Fakültesi, Harbiye, Tıbbiye, Hukuk mezunu yöneticiler kadar, Temel Bilimcilerin (biyolog, biyofizikçi, termodinamikçi, kuantum fizikçisi, yöneylem araştırmacısı, sistem analisti, ekolog, moleküler biyolog, gen mühendisi, matematikçi, istatistikçi, kimyacı, jeolog, hatta coğrafyacı, sosyolog, sosyal psikolog, kitle iletişim bilimleri uzmanı, antropolog) önemini göstermek açısından Oktay SİNANOĞLU’nun “Principles of Biochemistry, Abraham, White, et al” kitabındaki SU (Water) konusunun (Konu 2)(Chapter 2) referanslar bölümündeki makalesinin okunmasını salık veririm.
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış