TARIMSAL SULAMA İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER VE SORUNLAR
Av Nihal ÇAMLIBEL
DSİ Eski Hukuk Müşaviri
Hidropolitik Akademi
5 Kasım 2015
Giriş
Sulama, bitkilerin ihtiyaç duyduğu ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun yapay olarak getirilmesi işlemidir
Dünyada nüfus artışına paralel olarak artan gıda ihtiyacı ile birlikte tarımsal su ihtiyacı da artmaktadır. Kullanılabilir su kaynaklarının sınırlı olduğu bilinen bir gerçektir. Ülkemizdeki su tüketiminin %72’si tarımda, %18’i evsel kullanım ve %10’u sanayi sektöründe gerçekleşmektedir. Türkiye’de 2003 yılı verilerine göre 29,6 milyar m3 su sulamada, 6,2 milyar m
3 içme suyu olarak ve 4,3 milyar m
3 su da sanayide kullanılmıştır. 2030 yılında ise sulamada kullanılan su miktarının 72 milyar m
3, içme suyunun 18 milyar m
3 ve sanayide kullanılan suyun 22 milyar m
3’e yükseleceği tahmin edilmektedir.
Türkiye’de su yönetimi ile ilgili ana iki kuruluş DSİ Genel Müdürlüğü ile Su Yönetimi Genel Müdürlüğüdür. Ancak bu iki kuruluşun kuruluş yasalarında bulunan hükümlerde görev alanları ve yetki sınırlarında önemli örtüşmeler bulunmakta olup, bu durum koordinasyon eksikliklerine ve hizmetlerin aksamasına neden olmaktadır.
Ayrıca sulama ile ilgili olarak DSİ Genel Müdürlüğü ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü yanı sıra İl Özel İdareleri-Köye Yönelik Hizmetler Birimi (Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatları) yasal olarak yetkilidir.
DSİ Genel Müdürlüğü 6200 sayılı kanunla 1953 yılında kurulmuştur. 31.07.2007 tarih ve 26629 sayılı resmi gazetede yayımlanan tebliğ ile Çevre ve Orman Bakanlığına bağlanan DSİ Genel Müdürlüğü; faaliyetlerini 6200 sayılı DSİ Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanunu, 1053 Sayılı İçme Suyu Kanunu ve 167 Sayılı Yer altı Suları Kanuna göre yürütmektedir.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün kuruluş yasası olan 3202 sayılı yasaya göre, bu kuruluş 500 L/sn debiye kadar kapasiteye sahip sulama projelerini geliştirme yetkisine sahipti. 13.01.2005’de kabul edilen 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırılmış ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un adı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun olarak değiştirilmiştir. 5286 sayılı Kanunla, 3202 sayılı Kanuna Ek Madde 2 eklenerek
“Bu Kanunda belirtilen hizmetler, İstanbul ve Kocaeli illeri dışında İl Özel İdarelerince, İstanbul ve Kocaeli illerinde ise il sınırları dahilinde yapılmak üzere Büyükşehir belediyelerince yerine getirilir.” Hükmü getirilmiştir. 3202 sayılı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun hükümleri gereğince, köye ve köylüye yönelik hizmetleri yerine getirme sorumluluğu il özel idarelerine aittir.. İl Özel İdaresi 22.02.2005 tarih ve 5302 sayılı kanuna tabidir.
Yukarıda sıralandığı üzere Türkiye’de su kaynaklarının kullanım hakları, konu ile ilgili kuruluşlarının sayısı ve ilgili yasaların çokluğu nedeniyle son derece karmaşıktır.
Su yönetiminde ki sorunların giderilebilmesi için söz konusu kuruluşların görev yetkilerinin kesin sınırlarla belirlenmesinin yanı sıra kapsamlı bir su yasasına ihtiyaç vardır. 1998 yılından beri su yasası ile ilgili çalışmalar devam etmekle birlikte henüz bir su yasası çıkarılamamıştır.
Türkiye'de su kaynaklarının entegre yönetimi için gerekli kurumsal yapı, sadece merkezi hükümet seviyesinde bulunmaktadır. Sulama alanında, mevcut yasaların tümünde, bütün sorumluluğun devlete yüklenmesi, katılımcılıktan uzak olması suyu kullananların hiçbir rolü ve sorumluluğu olmaması karşısında,Ülkenin su kaynaklarının rasyonel, etkin ve verimli kullanımının sağlanması, çiftçilerce kullanılan suyun yönetimini kontrollü olarak kendilerine verilmek suretiyle katılımcılığın sağlanması amacıyla 2011 yılında 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu çıkarılmıştır.
Tüm makaleyi okumak için tıklayınız
TARIMSAL SULAMA İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER VE SORUNLAR
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın