Yeni Havza Yönetimi Tebliği Yetmez ama Evet !
Dursun YILDIZ
HPA Başkanı
20 Mayıs 2015 tarihli 29361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Orman ve Su İşleri Bakanlığının HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ geçiş dönemi içinde olan Su Yönetimimizin önünde daha çok yol olduğunu göstermesi açısından önemlidir
Yayınlanan bu tebliğ aslında Su Yönetimi yapımızın havza ölçeğinde işlerliği olan bir kurumsal yapıya kavuşturulabilmesi için ileri bir adımdır.Çünkü daha önce tanımlanan havza ölçeğindeki kurumsal yapı oldukça hantal,atıl ve işlevsiz kalacak bir yapı olacaktı.
Bu yeni tebliğ ile havza ölçeğindeki su yönetimi kurumsal yapısı 2 sene önce hazırlanan tebliğdeki teorik yaklaşımdan uygulamada işlerliği olan bir yapıya kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Neden Yetmez ama Evet ?
Daha önce yayınlanan ilgili yönetmelik,tebliğ ve Su Yasası Tasarısı Taslağı’nda tanımlanan Havza ölçeğindeki su yönetimi kurumsal yapısının büyük bir karmaşaya neden olacağı , birçok açıdan işlevsiz kalacağı açıkça görülmekteydi.Birçok ilin içinde yeraldığı birkaç havza olmasının yaratacağı karmaşadan tutun da sınırları halen il sınırlarına genişlememiş olan birçok belediyenin bu düzenlemeyi yapmış 30 bütünşehir belediyesine nazaran dezavantajlı olan durumuna kadar birçok sorun ortaya çıkacaktı.
Yeni tebliğ, bu uzun yolculukta yapılması gerekecek birçok düzenlemenin başlangıcı olması nedeniyle önem taşımaktadır.Çünki Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 18 Haziran 2013 tarihli ve 28681 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Havza Yönetim Heyetlerinin Teşekkülü, Görevleri, Çalışma Usul Ve Esasları Hakkındaki bir önceki tebliğdeki Havza Yönetim Heyeti’nin yapısı çok hantal ve işlevsiz idi. Sözkonusu tebliğde Havza Yönetim Kurulunda yer alan birçok kamu kuruluşunun ve sulama birlikerinin temsilcileri yeni tebliğde çıkartılmıştır. Bu kurumların temsilcilerine yeni tebliğde valiliklerce oluşturulacak olan “İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu” nda yer verilmiştir.
Ancak burada Havza Yönetiminden İl koordinasyon Kuruluna aktarılan kuruluşlar arasında “Sulama Birliklerinin” de bulunması uygun olmamıştır. Havza Yönetim Heyetlerinde Sulama Birliklerinin yanısıra Sulama Kooperatiflerinin de asil üye olarak yer alması “katılımcı su yönetimi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Bu nedenle bu su kullanıcı örgütleri koordinasyon yapacak kurumlar arasında değil havza yönetiminin doğrudan içinde olması ve Su Kaynakları Yönetim zincirinde etkili bir şekilde yer alması gerekmektedir.
Tüm eksikliklerine rağmen yeni tebliğ bu konuda duyulan bir düzenleme ihtiyacı açısından bu yolda önemli bir kilometre taşı olmuştur.Bu nedenle tamamen yeterli olmasa da bir arayışın işareti olarak olumlu bir adımdır.
İl Su Yönetimi “Koordinasyon” Kurulu !
Yeni tebliğde sözü edilen
İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu aslında il ölçeğinde daha önceki tebliğde bulunmayan ancak gerekli olan yönetim ve koordinasyon boşluğunu tamamlamıştır.Bir önceki havza yönetimi yapılanmasında çok geniş bir havza yönetim heyeti ile sağlanmaya çalışılan yönetim erkinin özellikle birçok ili kapsayan büyük nehir havzalarında koordinasyon ve uygulamada zaafiyet yaşayacağı görülmekteydi.
Yeni su yönetimi kurumsal yapısı konusunda başlanılan noktadan bugün çok farklı bir noktaya gelinmesi ülkemiz koşullarına en uygun yapının arandığını göstermesi açısından olumludur.Ancak bu geçiş döneminin hızlı bir şekilde ve en uygun kurumsal yapıyı ortaya çıkartarak sonuçlanabilmesi için bazı ön kararların alınması gerekmektedir.
Aslında Türkiye'de Su Yönetimi yapısının havza esasına göre mi yoksa havza bölgesi esasına göre mi yeniden yapılanacağına karar verilememiştir. Bu karar biraz da ülkenin yeni iadri yapılanmasıyla ilişkili olması nedeniyle gecikmektedir.
Bu kapsamda öncelikle Nehir Havzası veya Nehir Havzası Bölgesi oluşumunun sadece hidrolojik havza sınırına göre mi yoksa yeni yerel yönetim sınırlarının nehir havzalarıyla birlikte ele alınarak mı oluşturulacağına karar verilmesi gerekecektir. Bu karar sonrasında havza bölgesi yönetiminin yeni idari yapılanmaya göre revize edilmesi gerekecektir.
Yukarıdaki esaslarla belirlenecek havza bölgesi sınırları içindeki DSİ Bölge Müdürlüklerinin birleştirileceği yeni bir havza bölgesi yönetim yapısı oluşturulmak durumunda kalınacaktır.
Sonuç Yerine ..
Ülkemizde su yönetiminin yeniden yapılanması ile yeni idari yapılanmaya geçiş dönemi hazırlıkları tam örtüşmese de aynı döneme denk gelmiştir . Bu iki yönetim yapısı birbiriyle doğrudan bağlantılı olup su yönetimi yapılanmasının idari yapılanmayı dikkate almadan oluşması beklenemez.İdari yapının da yeni idari yapılanmaya geçiş dönemi içinde olması özellikle havza ölçeğinde ve yerel ölçekteki su yönetimi kurumsal yapısının belirlenip hızla uygulanmasını geciktirmektedir.
Yeni idari yapılanmanın uzun sürmesi durumunda bundan en çok su yönetimindeki yeni yapılanma süreci olumsuz bir şekilde etkilenecektir.
Çünkü ülkemiz, iklim değişiminin su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinden sınıraşan su kaynaklarımız üzerinde oluşabilecek yeni baskılara kadar birçok gelişmeye hızla adapte olmak durumundadır.Bu gelişmeler son dönemde yasal ve kurumsal olarak düzenlemeye çalıştığımız Su Yönetimi Yapısını çok sağlıklı bir şekilde oluşturmamız gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu geçiş döneminde gerek su yönetimi iadri yapımız gerekse su yönetiminde uygulanacak modeller açısından benzer durumdaki ülkelerin deneyimleri dikkatle incelenmeldir.Örneğin ülkemizde Havza Bazında Entegre su Yönetimi yerine “ Havza Bazında Uyumlaştırılmış Entegre Su Yönetimi“ne doğrudan geçilerek zaman kaybedilmemelidir.Ülkemizin uyumlaştırılmış su yönetimini uygulayacak yeterli yönetim kadrosu ve deneyimi hala yok olmamıştır.Yerelde su yönetiminin en temel ve katılımcı unsuru olan sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin kurumsal yapıları güçlendirilmelidir.
Ülkemizdeki su kaynakları yönetiminin mevcut kurumsal altyapısı ve insan kaynakları bu geçiş dönemini en uygun şekilde tamamlanması için yeterlidir.Bu dönemde gerekli altyapının hazırlanmasını ve düzenlemelerde öncelikler sırasını iyi tesbit edip birbirini tamamlayan adımlar atarak ilerlemek zorundayız.
Önümüzdeki dönemin başında TBMM Genel kuruluna getirilmesi beklenen “Su Yasası” da dahil olmak üzere yeni su yönetimi ile ilgili birçok yönetmelik ve tebliğdeki eksikliklerin tamamlanması gerekecektir.Örneğin su yönetimimizin şimdiye kadar ortaya konulan yeniden yapılanma modelinde alınan kararların havza yada il bazında uygulama ve denetim biriminin tam olarak şekillenmemiş olduğu görülmektedir.
Su yönetiminde yasal ve kurumsal açıdan yapılması gerekecek revizyonların daha çok çok başındayız. Bu nedenle yeni tebliğin
“Yeni Havza Yönetimi Tebliği Yetmez ama Evet “ şeklinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum .
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın