Sulama ve Kültür
Özdemir Özbay
Hukukçu-Yazar
_______________________________
2 /01/ 2015
Su bütün uygarlıklarda farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerde ozanların, kompozitörlerin, ressamların ve diğer sanatçıların ilham kaynağı olagelmiştir. Ünlü Mutasavvıf ozan Muhammed Fuzuli”Su Kasidesi” adlı o görkemli şiirinin içinden, yüzyıllar ötesinden çağımıza seslenirken sanki dizelerinde şarıl şarıl akan suyun sesini duyar gibi bir duyguya kapılırsınız.;
Saçma ey göz, eşkden gönlümdeki odlare su,
Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çare su.
Ab gündur günbedi devvar rengi bilmezem,
Ya muhit olmuş gezer günbed - i devvare su,
Suya versün bağıban zahmet çekmesin,
Bir gül açılmaz yüzün tek, versen bin gülzare su.
İste peykanın gönül hicrinde şevküm sakinit,
Susuzam bir kez bu sahrada menimçün ara su.
Dest busi arzusiyle ger ölsem dustlar,
Kuze eylen toprağım, sunun anınla yare su.
Tıyneti paki Ruşen kılmış ehl - i aleme,
İktida kalmış Tarik - i Ahmed - i Muhtare su.
Seyyid - i nev - i beşer, derya - yi durr - i ıstıfa,
Kim sebeptür mucizatı ateş - i eşrare su.
Kılmağiçün taze gülzar nübüvvet revnakın,
Mucizinden eylemiş izhar seng ü hare su.
Hak - i payine yitem dir ömrlerdür muttasıl,
Başını daştan daşa urup gezer avare su.
Umduğum odur ki; ruzi haşr mahzum olmıyam,
Çeşme - i vaslın vere men teşne - i didare su…
Dest Busi arzusiyle ger ölsem dustlar” kıtası ile başlayan beyiti bu günkü Türkçeye çevirecek olursak;
“Yarin elini öpmek arzusu ile eğer ölürsem dostlar
Toprağımdan Çanak yapıp onunla yare su sunun”
Fuzuli toprak olduktan sonra, yarine sunulacak suyun konulacağı kabın kendi toprağından yapılmasını ve o yolla yarinin dudağına ulaşmayı arzu etmektedir. Tabi bu güçlü ve lirik anlatımda vuslatın Tanrı sevgisi olduğunu açıklamaya gerek yok.
Su her çağda, ve her uygarlıkta yaşamın kaynağı ve sanatın konusu oldu demiştik. Ünlü ozan Nazım Hikmet, ”Hazarda Kayık”adlı şiirinde suyu hareketlerini dalgaların şahlanışını anlatan, sanki bir su senfonisi seslendirir gibidir.;
“İniyor kayık, çıkıyor kayık
Şahlanan bir atın sırtından inip
Kükreyen bir atın sırtına biniyor kayık”
Çerkes düşün, edebiyat ve sanat ve mitolojisinde “Su”
Çerkes düşün, edebiyat ve sanat ve mitolojisinde “Su”çok önemli motiflere malzeme olmuştur. Yukarıda Çerkes dillerinde “Su” sözcüğünün “can” sözcüğü ile ne kadar yakın akraba olduğunu söylemiştik. Bu söylem “Çerkes Halk destanları “Nartlar”ın başkahramanı “Seteney’in anlatıldığı bir destan tekstinde bakınız nasıl bir güzellik kazanıyor;
“Güzel Seteney bir gün Kuban ırmağı kıyısında çalı kümeleri arasında güzel bir çiçek görür;
“ - Böylesine Güzel, böylesine tanrısal büyüleyici bir çiçek ancak bana yaraşır. Bu çiçeği bahçeme dikeyim, dikeyim ki büyüyüp çoğalsın, çiçekler açsın, Görenler bu güzelliğe şaşsın “ diye düşünür.
Çiçeği kökünden söküp götürür bahçesine diker, Akşam olunca mutlu bir gülümseme ile uykuya dalar. Sabah uyanınca ne görsün? Diktiği çiçek boynunu bükmüş, yaprakları buruşmuş, solup gitmiş. Seteney nedenini anlayamadığı bu duruma çok üzülür. Koşarak yine nehir kıyısına gider, Aynı çiçekten bir kök daha getirir, ikinci kez tekrar diker, ”Birincisi tutmadı ama ikincisi tutacak, güzel çiçekler açacak. ” Düşüncesi ile yine mutlu, yine umutlu uykuya dalar. Sabah uyandığında, yine solup buruşmuş çiçekle karşılaşır. Üzüntüsü çoğalır;
“ - Neden onu ormandan söküp getirdim? Yaşamını engelledim ! diye söylenir. üzülür, dövünür. Derken birden bire gökyüzü kararır, Gök gürlemesi, arkasından şimşeklet çakar. Daha sonra bardaktan boşalırcasına yağmur başlar.
Sonraki gün Güzel Seteney yağmurların yıkadığı aydınlık, pırıl pırıl bir güne gözlerini açar. Açar ama birde ne görsün? Ölümlerine üzüldüğü çiçekleri canlı mı canlı, ona bakıp gülmezlermi?
Güzel Seteney mutludur, Bilge Seteney kelebek kanatlıdır Sevinçten uçar, gider, gider de bir de “Şimdi anladım, Su yaşamdır, Su candır” der (Psır psem Fed) Kafkasya İnsanının ilk defa suyun yaşam olduğunun anlanmasıdır. Bu kısa öykü”(5) Su Dünyası, su gereksinimi, diğer Kafkas halklarının dilinde, kültüründe mitolojisinde de aynı güzellikte yer bulmuştur. Bu Günkü Karaçay Çerkes Cumhuriyetinde yaşayan Kuzey Abazalarının(ki Türkiye uzantıları Sivas’ın Şarkışla, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçelerinde yaşamaktadırlar) çocuklarının ve gençlerinin dillerinde can bulan yağmur duası (Dziwara)beş bin yıl öteden gelerek yaşamını sürdürmüş ve bu gün Uzunyayla Abaza köylerinde “Dziwara ! Dziwara ! Dzamırkıka Dziwara !”ünlemleri ile başlayan Su ve bereket tanrısına sunulan bu dua Pagan inanıştan günümüze uzanmaktadır. Yağmur Dualarında bu nidalarla başlayan törenler, Büyüklerin Ağzında “Yaa Gaffaru Ya Allah, Ya Settaru Yaa Allah !” duaları ile son bulurdu. Paganizmin duaları ile İslam'ın dualarının iç içe icra edildiği başka bir ortam yoktur, Ancak Kuraklıktan bunalan, tarlalarına su isteyen Uzunyayla Çerkes köylerinde bu ortama rastlanabilmektedir.
”
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın