Aral Gölü Kime Küstü , Geri Döner mi ?
Dursun YILDIZ İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı
12 Temmuz 2014
Özet
Bundan yaklaşık 60 yıl önceye kadar Dünyanın 4. büyük gölü olarak bilinen Aral Gölü bölgede “çölün mavi gözü”ydü. Ancak bu mavi göz 21. Yüzyıl’a ulaşamadı , Gölün yüzeyi yüzde 90 küçülerek, yerini suların çekildiği bölümde oluşan, “dünyanın en genç çölü” Aralkum’a bıraktı.Aral Gölü küstü ve sularını geri çekti. Şimdi bilim adamları çeşitli uluslararası kongre ve konferanslarda Aral Gölü'nün nasıl geri döneceği konusunu tartışıyor. Şu sorunun yanıtı aranıyor. Aral gölü kime küstü,Geri döner mi?. Büyük bir çevre felaketi olarak uzun dönemdir dünyanın ilgisini çekmekte olan bu bölgede 1993 yılından bu yana çalışmalar başlamıştır. Bölgedeki 5 ülke (Kazakistan,Türkmenistan ,Özbekistan,Kırgızistan ve Tacikistan) 1993 yılında ülkelerarası koordinasyonu sağlayacak bir su komisyonu oluşturmuştur. Bunun yanısıra aynı yıl Aral Gölü ve çevresini kurtarılması konusunda en öenmeli kuruluş olan IFAS ( International Fund for Saving the Aral Sea ) oluşturuldu. Mart 1993'te Orta Asya ülkeleri devlet başkanları Aral Gölü probleminin ortak çözümüyle ilgili anlaşma imzalanmasından bu yana çalışmalar sürmektedir.O günden beri bölge ülkeleri uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde, Aral Gölü havzasında meydana gelen ekolojik ve sosyo-ekonomik sorunların çözümü ve bölgedeki durumun iyileştirilmesine yönelik çaba harcamaktadır. Şimdi artık Aral Havzası’nın durumundan daha çok bu çalışmaların sonuçları ve Aral’ın geri döndürülüp döndürülemeyeceği merak edilmektedir.
Giriş
Son 50 yılda suların çekilmesiyle Aral Gölü etrafındaki tarım alanları hızla çölleşmiş ve bu durumdan Kazakistan'ın Kızılorda, Türkmenistan'ın Daşhavuz, Özbekistan'ın Harezm, Nevai, Buhara vilayetleri ile Karakalpakistan'da yaşayanlar ve bölgenin flora ve faunası çok olumsuz etkilenmiştir.
Mevcut Durum
Sovyetler Birliği döneminde, Aral Gölü’nü besleyen Amuderya ve Siriderya ırmaklarının sularının büyük bölümünün 1960 lı yılların başında pamuk üretilen alanlara çevrilmesi sonucunda Aral Gölü kurumaya başladı.Bugün Aral Gölü, yüzde 90 oranda küçülerek eski kıyılarından 170 kilometreye kadar geri çekilmiş durumdadır.1960 yılında 68.900 kilometrekare yüzölçümü ve 1083 kilometreküp su hacmine sahip Aral Gölü’nün uzunluğu 426 kilometreyi, eni 284 kilometreyi bulmaktaydı. Gödeki en yüksek su derinliği 68 metreyken, 2010′da gölün yüzölçümü 12.100 kilometrekareye, su hacmi 110 kilometrekübe, su derinliği ise 24 metreye düşmüştür.
1960 Yılı Sonun Başlangıcı Oldu
Eski Sovyetler Birliği’nin, 1960-1990 yılları arasında Orta Asya’da pamuk üretimini artırma kararı sonun başlangıcı olmuştur.Bu dönemde su tüketimi üç kat sulamaya açılan alanlar ise üç kattan daha fazla artarak 8,11 milyon hektar’a ulaştı.Göle ulaşan suyun azalması sonucu göl su seviyesi yılda 1,5 -2 metre düşmeye başladı. 2010 yılına gelindiğinde gölün çekildiği 54.000 kilometrekarelik alanda, tuzlu kum tabakalarıyla kaplı “dünyanın en genç çölü” Aralkum oluşmuştur. Aral Gölü çevresinden her sene rüzgarla birlikte uçan yaklaşık 15-75 milyon ton tuzlu kum tozlarının 150-500 km lik bir alan içine dağılarak bölgeyi büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya bıraktığı görülmüştür. Aral Gölü Havzasında 1960′lı yıllarda 300′den fazla bitki, 35 kuş, 23 diğer hayvan türü, bulundğu Özbekistan’da kayıt altına alınmıştı. 1960′ta 34 balık türü bulunan gölde o dönemde yılda ortalama 60 bin ton balık avlanırken, bugün Kuzey Aral hariç balıkçılık yok olmuştur.Kuzey’de Kazakistan'daki Güneyde ise Moynak’taki balık konservesi fabrikaları ve soğuk hava depoları terk edilmiştir. Gölün eski kıyısında kalan balıkçı tekneleri bu bölgeleri gemi hurdalığına çevirmiş ,insan etkisi ile oluşan Aralkum Çölü’nde artık develer gezmeye başlamıştır. Aral Gölü'nün su hacmi son 50 yılda 1083 kilometre küpten 115 kilometre küpe düşerken, gölün su seviyesi ise 53,4 metreden 30,72 metreye inmiştir.
Aral Gölü 1960 Aral Gölü 2010 Kuzey Aral 2011
Aral Gölü’nden Aralkum Çölü’ne
Şekil 1. Aral Gölünde Su seviyesindeki Düşüş
Aral Gölünün su seviyesindeki düşüş Şekil1’de verilmiştir. 1998 yılında Aral Gölü iki ayrı su kütlesine ayrılmış ve bunlardan Kuzey Aral tümüyle Kazakistan’ın içinde kalmış, Güney Aral’ın büyük bir bölümü ise Kazakistan topraklarında yer almıştır.1998 yılından sonra da su seviyesi düşen gölde sonunda göl tabanındaki kum ortaya çıkmıştır. Bu da bölgede Kızılkum ,Karakum çöllerinden sonra bir de Aralkum Çölü’nün oluştuğu şeklinde yorumlanmıştır.
Aral Gölü’nü Kurtarma Çabaları
Aral Gölü’nde ortaya çıkan çevre felaketi 5 Orta Asya ülkesinin ( Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan,Türkmenistan,Tacikistan) de bu durumdan etkilenmesine yol açmıştır.Bu nedenle 1993 yılında biraraya gelen bu beş ülkenin liderleri bu sorunun birlikte çözümüne yönelik bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma çerçevesinde Aral Gölünü Korumak İçin Uluslararası bir Vakıf ( IFAS) kurulması da karara bağlanmıştır.
Bu vakfın ve AGİT,UNDP gibi uluslararası kuruluşların bölgeye olan ilgisinin artması bölgedeki kurtarma çalışmalarında hareketlenmeye neden olmuştur.Bu konuda birçok proje oluşturulmuş ve kongre ve konferanslar düzenlenmiştir. Dünya Bankası tarafından yapılan bir çalışmada Aral Gölü’nün tümüyle kurtarılmasının yakın bir gelecekte mümkün olmayacağı tesbit edilmiştir. Bu gölün tümüyle dolması için 25 yıl boyunca yılda 75 milyar m3 suya ihtiyaç olduğu belirlenmiştir. Bunun sağlanmasının Siri Darya ve Amu Darya nehirlerinin yıllık toplam kapasitesinin yaklaşık 112 milyar m3 olduğu ve mevcut kullanımlarla bu suyun çok büyük bölümünün göle gitmeden çevrildiği düşünüldüğünde gerçekçi olmadığı görülmektedir.Bu nedenle gölü kurtarma çalışmaları önce Kuzey Aral'ın yeniden kazanılması için başlatılmıştır. Bu projenin başarılı olmasının temel iki nedeni vardır. Bunlardan ilki projenin tümüyle Kazakistan sınırları içinde kalacak olan Kuzey Aral’a yönelik olması nedeniyle Kazakistan tarafından daha çok desteklenmesidir.Diğeri ise göl hacminin Güney Aral’a göre çok küçük olması ve bunun da göle giren suyu bir mühendislik yapısı ile kabararak sonuç alınabilmesinin mümkün olmasıdır. Aral’ı kurtarma çalışmaları 1992 yılında yerel halk’ın Kuzey Aral’a dökülen Siri Darya nehrinin suyunu bu gölde tutmak için yaptığı sedde ile başlamıştır. Ancak bu sedde 1993 yılında yıkılmıştır. 1996 yılında tekrar yapılan sedde 1999 yılında yine yıkılmıştır. Sonunda bölgeye Dünya Bankası kredisi ile ön yüzü beton kaplamalı Gökaral Barajı inşa edilmiştir. Bu proje 2006 yılında tamamlanmış ve Kuzey Aral’da su seviyesi yeniden artmaya başlamıştır.
Aklak Regülatörü 2011
Kuzey Aral’da Durum
Gökaral Su Yapısı’nın tamamlanmasından sonra Göldeki su seviyesi 5 yıl içinde 38 m. den 42 metreye çıkmıştır.. Bu durum göl alanının 874 km2 artarak 3288 km2’ye çıkmasına göldeki su hacminin 11,5 milyar m3 artarak 27 milyar m3 olmasına ve tuzluluk miktarının 23 g/lt den 17 g/lt ye düşmesine neden olmuştur.
Gökaral Barajı-Kazakistan
Kuzey Aral’ın kurtarılması için uygulanan proje kapsamında Gökaral Barajı en temel mühendislik yapısıdır. Bunun yanısıra Siri Darya’nın üzerindeki Aklak Kabartma Regülatörü de yeniden yapılarak nehir deltasındaki irili ufaklı göllere su birikmesi ve 6000 ha lık bir alana su sağlanması amaçlanmıştır. Projenin ikinci aşamasında ise beslenen bu göllerden Kuzey Aral’ın kuzeyine bir kanal ve göl içine bir diğer kabartma yapısı yapılarak gölün buralardan da beslenmesi sağlanacaktır.
Bölgede Yağışlar Azalıyor ,Sıcaklıklar Artıyor,Buzullar Eriyor
Aral Gölün’ün geri dönüp dönmeyeceği sorusunun yanıtı bunun için uygulanan çözümlerin sürüdürülebilir olup olmamadığındadır.Bunun için çözümün öncelikle havza içinde aranmsı gerekir.Havza içindeki çözüm bölgedeki hidropolitik ve meteorolojik iklim koşulllarına da doğrudan bağlıdır. Bölgede Hidropolitik ilişki ikliminin yumuşaması zamana bağlıdır. Ancak bu süre içinde sıcaklık artışının Seyhun ve Ceyhun’un kaynakları olan buzulları eritmesi sözkonusudur.Bunun yanısıra toplanan veriler bölgede yağışlarda azalma olduğunu ortaya koymaktadır ( Şekil 2).
Şekil 2. Ceyhun Havzası’nda Yıllık Yağışlar
Tüm bu koşullar Aralı geri getirecek çözümün sürüdürülebilir olmasını zorlamaktadır.
Seyhun Nehri -Kızılorda/ Kazakistan Kuzey Kazakistan'da Zhangabyl Rudnik Köyü 24 Mayıs 2011
Sonuç ve Değerlendirme
Kuzey Aral’da elde edilen ilerleme Aral Gölü’nün geri dönmesi için beslenen umutları arttırmıştır. Ancak Aral Gölü’nün tümüyle geri dönmesi Kuzey Aral kadar kolay olmayacaktır. Kuzey Aral’da yapılan mühendislik yapıları ve coğrafyanın sunduğu olanaklar çözüme yardımcı olmuştur.Ancak Güney Aral için çözüm ülkelerin su yönetimlerine ve hidropolitik ilişkilerene daha çok bağlıdır. Bunun yanısıra bulunan çözümün sürdürülebilir olması da çok önemlidir. Aral gölü havzasının su sorununun çözümünün en önemli noktası çözümün sürüdürülebilir olmasıdır.Arala Gölüne başka havzadan su taşımak sürdürülebilir bir çözüm olmayabilir. Bu nedenle havza dışından su getirmek yerine çözüm öncelikle havza içinde aranmalıdır. Konuya Orta Asya ‘daki su sorunu çerçevesinde bakıldığında Aral Gölü Havzası’nda ve Orta asya’daki su sorunu çözümünün zamana ihtiyacı olduğu ortaya çıkmaktadır.Ancak bu süre içinde bölgede su sorununun artmasına izin verilmemelidir. Bu nedenle önemli olan Orta Asya ülkelerinin su konusunda Bölge Çapındaki projelerde ne yapması gerektiği değildir. Yakın gelecekte daha önemli olan bu ülkelerin kendi coğrafyalarında problemin artmaması için ne yapmamaları gerektiğidir. Aral Havzasındaki su kaynakları politik iklim kadar meteorolojik iklim değişikliğinin tehdidi altında bulunmaktadır.Bu tehditin en belirgin sonucu Orta Asya sularının kaynağı olan buzullarda tesbit edilen hızlanan erimelerdir. Tüm bu nedenlerle Aral Gölü geri dönecek mi ? sorusuna yakın bir gelecek için olumlu yanıt verebilmek zordur. Bir bütün olarak yarım yüzyılda kaybedilen gölün parça parça ve daha uzun bir dönemde geri gelmesi mümkün olacaktır.Bu parçalardan şanslı olan Kuzey Aral’da bu geri dönüş kısmen tamamlanmak üzeredir. Seyhun Nehri’ni sularını Kuzey Aral’da tutacak mühendislik yapıları ile göl seviyesi Kuzeyde yükselmiştir. Ancak Güney Aral’ın dolmasında mühendislik yapıları yerine bölge ülkelerinin verimli su yönetimi etkili olacaktır. Bu nedenle Güney Aral’ın geri dönüşünün önünde meteorolojik iklim değişikliğinden ülkeler arasındaki hidro- politik iklimin yumuşamasına kadar birçok sorun yer almaktadır.
Aral gölü doğal çevrimi ve ekosistem dengesini dikkate almayan insanoğluna küstü. Sularını alıp çekip gitti.
Görünen o ki yakın zamanda da geri gelmeyecek.Aral Gölü'nü bugün arayanlara o gün beni göndermeyecektiniz der gibi..... Kısa zamanda geri dönmeye hiç niyeti yok gibi........
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın