YENİLİKÇİ KENTSEL SU YÖNETİMİ STRATEJİLERİ
- 04.02.2023
- Yazar:Dursun Yıldız
- (0) Yorum
- 877
Su Politikaları Derneği
2050 yılında dünyada 6 milyara yakın insanın kentlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu kentlerin büyük bölümü bugün bile trafik, plansızlık, yetersiz enerji ve su temini, yetersiz altyapı, iklim değişimi etkileri, deprem, taşkın riskleri ve bu risklerin kötü yönetimi, kayıtsız ekonomi , iklim ve savaş göçmenleri güvenlik gibi baskılarla karşı karşıyadır.
UNHCR ‘nin 2017 raporuna göre dünyada ülke içindeki göçmenlerin %80’i ile çeşitli şekillerde göçe zorlanan mültecilerin %60’ı kamplar yerine kentlerde yaşamaktadır.
Kentlere göçlerin artması kent yönetimi üzerinde daha çok su, gıda ve enerji temini gibi yaşamsal ihtiyaçların karşılanması baskısının arttırıyor. İklim değişimi ise kuraklık , kent selleri riskleri ve sıcaklık dalgaları yaratmanın yanısıra deniz suyu yükselmesi ile kentlerin fiziki geleceğini de tehdit etmektedir. Bu anlamda özellikle bu baskılarla karşılaşmakta olan kentlerde iklim değişimine adaptasyon ve zararların önlenmesi konusundaki tedbirlerin önceliği artmaktadır.BM Raporlarına göre gelecek 30 yıl içinde kentlerin su ihtiyacında %50-70 oranında artış beklenmektedir.
İKLİM DEĞİŞİMİ ETKİSİ ALTINDA YENİLİKÇİ KENTSEL SU YÖNETİMİ
Kentlerin su yönetiminde sürdürülebilirliği arttıracak önlemler için idari-teknik ve sosyo-kültürel iki alanda eşgüdümlü olarak yapılacak çalışmalar önem taşımaktadır. Bu çalışmalar apartman-site ölçeği, mahalle ölçeği ,ilçe -kent ölçeği ve bölge -havza ölçeği gibi 4 ölçekte gerçekleşebilir.
Suyu Daha Verimli Kullanan Kentler Oluşturmak için 3R Formulü
Nüfusu hızla artan kentlerde sürdürülebilir su yönetimi için yakın gelecekte çok kullanılacak olan bir çevrime göz atalım. Bu çevrim suyun verimli kullanılması çevrimi olup ingilizce olarak “Reduce, Reuse, Re-water-cycle” kavramlarının başharfleri ile (3R) tanımlanmaktadır.Burada sözü edilen Azalt ,Tekrar Kullan, Su Çevrimi Oluştur ( Reduce, Reuse, Re-water-cycle) kavramlarının anlamları aşağıda açıklanmıştır.
Azalt (Reduce): Su kullanımının daha bilinçli yapılması ile kullanılacak su miktarındaki azalma , kayıp ve kaçakların azaltılması ,bir diğer deyişle kişisel su ayakizinde azalma olarak açıklanır.
Tekrar Kullan (Reuse): UN-Water departmanına göre tüm dünyada üretilen atık suyun % 80’i arıtılmadan ve tekrar kullanılmadan ekosisteme verilmektedir. Ancak fiziksel su sıkıntısı içinde olan ülkelerin (İsrail) özellikle kentsel atık suyun tekrar kullanımı konusundaki başarıları ve teknolojik gelişmeler de bu tekrar kullanımın artmasını teşvik eder niteliktedir. Türkiye’de de bazı belediyelerimiz atık sularını arıtıp bu suyun tarımsal sulamada kullanılmasına yönelik projeler geliştirmiş örneğin Kayseri Belediyesi böyle bir projeyi uygulamaya geçirmiştir. .Bu konuda dünyadaki örnekler de artmakta olup örneğin ABD Atlanta Eyaletinde okulların kullanma suyunun %40 ‘ı arıtılmış atıksudan karşılanmaktadır.
Su Çevrimi ( Re-water cycle) : Yukarıda sözü edilen tekrar kullanım kavramı (reuse) ile su çevrimi (Re-cycle) kavramı benzer gibi görünse de farklıdır. Re cycle kavramına su(water ) terimi eklenip kavram Re-water-cycle olarak ifade edildiğinde anlam tamamen farklı olmaktadır.
Burada tekrar kullanım (Reuse) kavramı atık suyun tekrar kullanımı için yeni yöntemlerin bulunmasını içerir. Çevrimiçi suyu ise (Re-cycled water) buharlaşmanın , yoğuşmanın ve su oluşumunun sürekli bir çevrim içinde yer aldığı bir su kaynağıdır. Suyun çevrime sokulması faydalı ancak zor bir süreç olup bu geçiş sırasında su bir ortamdan diğerine geçebilir.
Bu çevrim kentsel atık suyu arıtıp bu suyu kentsel su temini çevrimi içine alarak da yaratılmaktadır. Gelişmiş ülkeler kentsel ve endüstriyel atık sularının ortalama yaklaşık %70’ini gelişmekte olan ülkeler %28- %38’ini azgelişmiş ülkeler ise % 8’ini arıtmaktadır .
Yağmur Suyu Depolama
Şehir suyundan yararlanan sektörlerin kullandığı suyun aslında yalnızca %20’si tüketilmektedir. Geri kalan %80’lik kısmı, genellikle arıtılmış atık su olarak çevreye geri dönmektedir. Şehirlerdeki betonla kaplı ve yalıtılmış yüzeyler tipik olarak, yağmur suyunu atık su ile birleştiği kanalizasyon ağlarına yönlendirmektedir. Bu da yağmur suyunun toprağa karışmasını ve gelecekte işimize yarayabilecek yer altı suyu depolarının bir parçasını oluşturmasını engellemektedir. Yağmur yüzey suyu ve atık su genellikle, şehirlerden uzaklarda bulunan nehirlere dönmeden önce su arıtma tesislerinden geçmektedir. Kentsel su sistemlerinde yapılan bazı değişiklikler ile, hem yağmur suyu hem de daha az kirlenmiş atık su şehirdeki su kullanıcılarına geri döndürülebilir.
Bu değişikliklerden biri de gri suyun tekrar kullanılmasıdır. Gri su, tuvaletler dışında banyolar, duşlar, lavabolar ve mutfaktan gelen atık su gibi evlerdeki tüm atık suları nitelemektedir. Bu su, doğrudan yerinde arıtılabilir ya da içme suyu dışında bir amaçla (örn. tuvaletlerdeki sifonlarda) arıtılmadan kullanılabilir
Şehirlerde ayrıca, bir çatıdan ya da otoyoldan gelen yağmur suları bir toplama konteynerinde toplanabilir ve bu sular tuvalet sifonları, araba yıkama ya da bahçe işleri gibi içme suyunun kullanılmadığı aktivitelerde kullanılabilir. Ayrıca bu yağmur suları doğrudan bir yer altı suyu enjeksiyonuna da yönlendirilebilir. Kentsel açık yeşil alanların sulanmasında kullanılan su kaynakları içerisinde yağmur suyunun depolanması yöntemi, suyun akılcı ve verimli kullanımı açısından alternatif bir su kaynağı elde etme yöntemi olarak önerilebilir.
Yağmur suyunun toplanması ve depolanması yeni bir fikir gibi görünse de tarihsel olarak çeşitli medeniyetler tarafından kullanılmış bir yöntemdir. Anadolu’da ortaya çıkarılan sarnıç kalıntıları da bunu kanıtlamaktadır. Bu sarnıçlar doğrudan yağmur sularını toplayarak ana su sistemini beslemektedir.
Kent yönetimlerinin kuracakları su toplama kanallarının yanında bireyler de “yağmur suyu toplama tankı” inşa ederek hem su faturalarını düşürebilirler hem de yağmur suyundan daha fazla yararlanabilirler. Bahçesi olan evler veya apartmanlar yaptıracakları su tankları ile bahçe ve çiçek sulamalarını, araç yıkamalarını şehir suyunu kullanmadan karşılayabilirler. Bu konuda Belediyeler de bireyleri özendirebilirler. Bu özendirme, Avustralya’nın Sydney Belediyesinde olduğu gibi birbirine komşu evlerin yağmur suları uygun bir noktaya yerleştirilecek yağmur suyu toplama tankında toplanabilir. Uygun kullanım ortamlarında kullanılabilir hatta gerekli arıtma yöntemleriyle birlikte içme suyu olarak ta kullanılabilir. Diğer yandan da şehir şebekesine olan talep önemli oranda düşürülebilmektedir.
Yapılan araştırmalar konutlarda uygulanan yağmursuyu depolanmasıyla önemli ölçüde su tasarrufu sağlandığını ortaya koymuştur.
Akıllı Kentlerde Yenilikçi Su Yönetimine Geçiş Aşamaları
Avusturalya’daki kentlerin su kullanımı ve yönetimi dönemlerinin detaylı (tarihsel güncel ve gelecek ) araştırmaları Şekil 1 de verilen kentlerin 6 farklı durumunu ortaya koymuştur.
Şekil 1. Su yönetimi iyi yapılan akıllı kentlere doğru geçiş (18).
Şekil 1’de verilen 'Water Supply City', the 'Sewered City', the 'Drained City', the 'Waterways City', the 'Water Cycle City', and the 'Water Sensitive City'. kavramlarının yer aldığı çerçeve, suyu iyi yönetilen dirençli kentlere doğru bir geçişin birbiri ardısıra gelen sosyal, siyasi ve teknolojik içeriklerini ortaya koymaktadır.
DÖNGÜSEL EKONOMİ VE KENTSEL SU YÖNETİMİ
Uzmanlar döngüsel ekonomiye geçişin bütün faydalarıyla birlikte önümüzdeki 10- 20 yılda gerçekleşeceğini düşünmektedir. Burada iş modellerinin, finans sisteminin, hukuk sisteminin adapte edilmesi, atığın atık olarak değil ama bir ürün olarak görülmesi ,ihracat ve ithalat yasalarının buna göre değiştirilmesi gerekiyor. Böylece atıklar için yeni bir pazar oluşturulması mümkün görünmektedir. Döngüsel ekonomi aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede en büyük katkıyı verebilecek bir model olarak kabul edilmektedir. 2017 yılında Hollanda’da belirlenen hedeflere göre AB’nin 2050’ye kadar döngüsel ekonomiye geçmiş olması ve 2030’a kadar ise metal, fosil yakıt gibi ürünlerin girdisinin %50 oranında düşürmesi gerekmektedir.
Kentlerde oluşturulacak yeni ekonomik yaklaşımlar kapsamında su da döngüsel bir ortam içinde kullanılacaktır. Bu kullanım modeli Şekil 2 de verilmektedir.
Şekil 2.Kentlerde suyun döngüsel kullanımı (18-2016)
Kullanımı azalt: Farkındalığın arttırılarak kentsel ve evsel su kullanımının azaltılması
Verimliliği arttır: Su kullanımında teknik ve idari önlemler ile yeni yapılarda ve mevcut yapılarda su kullanımı verimliliğini arttır (Tuvalet,duş vb)
Suyu depola : Kentlerde sokak ve caddelerde akan su ile çatılardan gelen yağmur suyunu kent taşkınlarının önlenmesi ve tekrar kullanılması amacıyla tanklarda ve depolarda topla.
Suyu Arıt: Taşkın suyunu ve evsel gri atık suyu sulak alanlarda ve kum filtrelerinde topla
Suyu Tekrar Kullan :Bu suyu kentsel kullanım suyu olarak veya kent çevresinde tarımsal
sulamada kullan
DEĞERLENDİRME
Sonuç olarak, suyu verimli kullanan akıllı kentlerin yaratılması su kullanım bilincinden başlayan ve atık suyun tekrar kullanılmasına kadar uzanan bütünsel bir planlama ile bir geçiş dönemine ihtiyaç duyar. Bu dönemde kapsamlı kentsel planlama ve bu planlara entegre edilebilecek kentsel su yönetimi ilkelerinden daha fazla yararlanılmalıdır.
Suyu verimli kullanan akıllı kent planlamasında su temini ,atıksu uzaklaştırma ve su kullanım sistemlerinde ileri teknolojik su dostu ekipmanların kullanılması önemlidir. Ancak bu evsel ölçekteki tedbirlerin yerel, bölgesel, kentsel ölçeklere de taşınması yararlı olur.
Suyun yerel ölçekte akılcı ve verimli kullanılmasını sağlamak daha kolay olacaktır.
Özellikle nüfusu hızla artan mega kentlerde , uygun bölgelerden başlayarak merkezi su temini sistemi yerine bölgesel su temini merkezleri ve katılımcı bölgesel su hizmetleri yönetimi alternatifi incelenebilir. Hızla artan kent nüfusu ,kirlilik ve iklim değişikliği kentler için atık suyun tekrar kullanımını ve suyun bir çevrim içinde kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Ancak atıksu arıtımının bir ilk yatırım finansmanı bulma sorunu olduğu , bu kapasitenin %70’inin gelişmiş ülkelerde olduğu az gelişmiş ülkelerin ise sadece %8’lik bir atıksu arıtma kapasitesine sahip bulundukları da gözardı edilmemelidir.
Bu nedenle az gelişmiş ülkelerde uygulanabilecek modeller konusunda da çalışmalar yapılmalıdır. Bu kentsel geliştirme projelerinin çeşitli ölçeklerde uygulamaya başlayan ülkelerde başarıyla tamamlanan projeler “ düşük maliyetli kentsel adaptasyon stratejileri “ için çok önemli uygulama örnekleri oluşturabilir. Bu projelerden elde edilen deneyimlerle yeni çözümlere ulaşılabilmesi imkanı artar.
Bu bilgi ve deneyimlerin toplanarak daha büyük ölçeklerde iklim değişikliği riski altında olan yerlerde uygulanmasına büyük ihtiyaç vardır. Bu projeler aynı zamanda kamuoyu duyarlılığı ve farkındalığı arttırılmasında da önemli bir rol oynarlar. Bu kısmi kentsel geliştirme programları suyu verimli kullanan akıllı kentler yaratabilmek için de bir yaşayan laboratuvar ve göstererek anlatma altyapısı sağlarlar.
İklim değişiminin kentsel su temini ve kent selleri konularında olumsuz etkileri halihazırda dünyada ve ülkemizde yaşanmaktadır Kentlerimiz özelinde yaşanan tecrübelerin dışında ülkemizde bir önceki bölümde verilen azalan yıllık ortalama yağış eğilimi bile kentlerimizin “Suyu Çok Verimli Kullanan, sosyal ve toplumsal ilişkilerin gelişimini de dikkate alan Akıllı Sosyal Kentlere” dönüşmesi için daha hızlı hareket edilmesi gereğini ortaya koymaktadır.
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın