Büyük Kentlerden Tersine Göç için Tam Zamanı
- 13.01.2023
- Yazar:Eyüp Yüksel
- (0) Yorum
- 683
Eyüp Yüksel
13 Ocak 2023
İstanbul'da kira fiyatları artınca insanlar daha küçük şehirler, daha ucuz Adapazarı gibi şehirlere taşınıyorlar, yani göç ediyorlar.
Belediyelerimiz bir yeniden küçük ölçekli yerleşkelere dönme planı yapabilir, şimdi tam zamanı!..
İSTANBUL ve ANKARA BELEDİYELERİMİZ, TÜSİAD, KOBİ'LER, OSB'LER İLE GÖNÜLLÜ SÖZLEŞME İMZALAYARAK HALKIMIZI ÇEVRE İLLERE, İLÇELERE YÖNLENDİREBİLİR:
1. Tekirdağ, Adapazarı, Silivri, Şarköy, Edirne'de, İzmit'te? daha ucuz kira fiyatları varsa eğer,
2. İstanbul, Ankara hemşehriliği haftasonlarında kendi mahallelerini, tiyatrolarını, konserlerini ziyaretle metro ve tren aracılığıyla sürdürülür,
3. Küçük ve orta ölçekli sanayici imalathanelerinin bir bölümünü, şubesini çevre illere transfer edebilirse eğer, o zaman İstanbul'da, Ankara'da kira ödeyemeyen çalışanını oraya aldırabilir (Üretilenler Bandırma (Bandırma sadece vapur iskelesi mi, bilmiyorum), Yalova gibi limanlardan ihraç için sevk edilir, Çanakkale'den kestirme yollar, rotalar bulunabilir ticari ürünün İstanbul'a ve Anadolu'ya sevkiyatı için)),
4. Cumhuriyetin Şeker Fabrikaları Kültür Atmosferi kadar olmasa da, ama daha yaygın, küçük küçük ama daha çok dağılmış, atomize tesisleri İstanbul ve Ankara Belediyeleri çevrelerindeki görece daha imkanı kısıtlı belediyelerin yerine yapabilir, mesela büyükşehirden kiracısı çalışanı işçisi ailesi ile küçük orta atelyeye veya büyük fabrikaların civarına taşınan sanayiciye ve emekçilerine kütüpane tiyatro park vb götürebilir, kendi dış en geniş periferlerine yatırım yaparlar, metropolitan EN GENİŞ KÜLTÜR SINAİ ÜRETİMİ yaygınlaştırırlar.
Bu tür yayılma konuları seçimlerden sonra daha çok tarım, gıda alanında düşünüldü. İzmir Belediyesi de öyle düşündü.
ETKİLERİ, NELER KAZANDIRABİLİR?
1. İstanbul ve Ankara'da fakirleşen halk doğalgaz kullanamıyor, kömür ve odun neredeyse tezek kullanıyor, kentlerin partikül cinsinden hava kirliliği çok artış gösterdi, ölümler, hastalıklar arttı, Sağlık Bakanlığı sayılamaları yayımlamasa da! O nedenle bu Adapazarı'na, Kulu'ya, Aksaray'a, Cihanbeyli'ye, Beypazarı'na reverse migration, yani tersine göç, büyük kentlerimizdeki havayı bir ölçüde temizleyebilir, çünkü kömürle ısınmanın azaltılması bir yana, her sabah ve akşam trafiğe EGO ve İETT otobüsleriyle ve minibüslerle gidiş geliş trafiği yani partikül olmayan ama daha ince ve daha tehlikeli emisyonlar azalacak, halkın sağlığı bir nebze olsun düzelebilecek, onca kanserin DNA üzerindeki araştırmalarının üzerine bu tedbir daha önemli görünüyor,
2. Belediyelerin ülke yönetiminde ve ulusal sağlıkta ve gelir dağılımı bozukluğunu düzeltmede ne kadar önemli rolleri olduğunu kamuoyuna ve dünyaya, Avrupa'ya duyuracak, bu bir kazanımdır,
3. Taşra ticari açıdan canlanacak, İstanbul ve Ankara dışında da ekonomi gelişecek, büyük kentlerle aradaki uçurum biraz olsun dengelenecek.
Çarpan etkileri:
1. Muhtemelen, yakın taşrada kültür seviyesi artacak. İstanbul'dan gelecek orkestralarla, tiyatro kumpanyalarıyla,
2. Nüfus yoğun metropollerdeki yabancı geçici sığınmacı, Türk genci çatışması, yani yaralamalar ve cinayetler, nüfus yoğunluğu düşürüldüğü için asayiş olayları azalır.
İLAVE NELER YAPILABİLİR?
1. Başta İstanbul'da, Ankara'da da ilave deprem toplanma alanları açılabilir,
- Bu alanların sulak alan, wetland ve çevresi (kıyısı) olması tercihimizdir,
2. Nüfus yoğunluğu azaldığı için kanalizasyon, arıtma üzerindeki baskılar hafifler, denizlerimiz daha temiz olur, o zaman da denizdeki biyolojik çeşitliliğimiz artar, müsilaj riski gecikir veya azalır,
3. Denizlerimiz biraz da olsa kirli hava azalacağı için daha az asitleşir, deniz sularımızın pH seviyesi 7'ye (nötr değere) doğru yaklaşır,
İLERİSİ İÇİN NELER DÜŞÜNÜLEBİLİR?
1. Kentsel gelişim, kentsel taşıma kapasitesi ve planlama (sadece mekânsal yani fiziki imar planları değil, mesela çeşitli sektörlerin bir birleriyle "çarpışan" taşıma kapasitelerinin esnek mi, esnek olmayan çarpışma mı olduğunun izlenerek (elastic, and inelastic collision, Fundamentals of Physics, Halliday, Resnick) alanlarında da innovasyona, bilimsel araştırmalara ve izlemelere ihtiyaç var, böylelikle devletin arşivine daha çok ve daha çok işe yarayan compound, bileşik veri girmesi gerekiyor. Özellikle geçici sığınmacı alan tehdit altındaki ülkemizde!
O nedenle, ODTÜ, İTÜ, Hacettepe, Boğaziçi, Koç, Sabancı, Bilkent, Gazi gibi üniversitelerimizin teknokentlerinden bu tür stratejik planlama innovasyon merkezleri nüveleri belediyelerden çıkabilir. Otomatik cihaz, aşı, denizaltı, silah sanayi geliştirmede ileriyiz ama planlama (fiziki imar ve fiziki ekolojik peyzaj planı değil) ve strateji geliştirmede çok zayıfız (özellikle DPT ve Özel Çevre Koruma Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı ile Köy Hizmetleri kapatıldıktan sonra. Bütün yükü TÜBİTAK Ulaştırma Bakanlığı ve Teknokentler karşılayamaz, taşıyamaz, ihtisas alanları değil ve zaten YÖK ve rektörlük baskısı altındaki üniversiteler fikir üretemiyor, zor durumdalar bu bizim en büyük Milli Güvenlik Aşil Topuklarımızdan birisi). Unutturmayalım uygulamalı bilimlerden (teknoloji, mühendislik bilimleri) çok temel bilimlerdeki gelişmeler daha çok para kazandırıyor ülkelere bu yüzyılda.
2. Türkiye, İstanbul ve Ankara tecrübesiyle diğer nüfus yoğunluğunu düşürme ve göçmenleri kontrol etme tatktiklerini geliştirebilir, trerörden tehditten daha kolay arınır,
3. İstanbul Belediyesi, yani İBB, -inanılır gibi değil ama- İstanbul'da oturup da, gecekondu varoş uzak mahallelerde yaşayıp da hayatında deniz görmeden bu dünyadan göçen giden insanlarımızla dolu. Bu vatandaşlarımızın çocuklarına ve gençlerine "Deniz Bursu" vererek Tuzla'da, Yeşilköy'de, Florya'da vs denizcileşme, yüzme, gemici düğümü atma, rota bulma kursu vb verebilir, böylece Türkiye'nin Denizcileşmesine ÇOK CİDDİ KATKILARDA BULUNABİLİR, resilient, robust, direngen bir toplum yaratabilir.
Saygılarımla. Eyüp Yüksel
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın