ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Kooperatifler Yasası Değişikliği Ne Getiriyor ?

1163’ün değiştirilmesi serüveninin kısa özeti

1969 yılından beri yürürlükte bulunan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, bugüne kadar çeşitli maddelerinde gerekli-gereksiz bazı değişiklikler yapılmış olmasına karşın kooperatiflerin değişen sorunlarına karşılık vermekten uzak kalmıştır. Son yıllarda yürütülen yeni bir kooperatifler yasası hazırlanmasına dönük çalışmalar da bir türlü sonuçlandırılamamıştır.

Türkiye’de ilk kez 2012 yılında hükümet ile kooperatiflerin üzerinde geniş ölçüde mutabık kaldıkları bir Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmıştı. Bu belgede mutabakat sağlanan 7 hedeften biri yasal düzenleme ile ilgili idi ve şöyle formüle edilmişti:

Mevzuat altyapısı uluslararası esaslara ve ihtiyaçlara göre geliştirilecektir.

Eylem Planının uygulanması sırasında, yukarıda da belirtildiği gibi, mevcut yasanın Strateji Belgesinin öngördüğü esaslara göre değiştirilmesi ya da yeni bir yasal düzenleme yapılması konusundaki girişimler sonuçsuz kaldı.

2021-2023 Yeni Ekonomi Programında “Kooperatif ve üst kuruluşlarının; uluslararası kooperatifçilik ilke ve uygulamalarına uygun şekilde faaliyet göstermesini, şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşturulmasını, etkin bir denetim sistemine sahip olmasını sağlayacak şekilde kooperatifçilik mevzuatı güncellenecektir” denildi. 12 Mart 2021 tarihli Ekonomi Reformları Eylem Planının İç Ticaretin Kolaylaştırılması bölümünde de (8.1.d.) “Kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının daha şeffaf, etkin ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşması amacıyla Kooperatifçilik Kanununda düzenlemeler yapılacaktır.” sözlerine yer verildi.

Nihayet, 21 Ekim 2021 tarihinde 7339 Sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edildi ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nda uzunca bir süredir beklenilen değişiklik gerçekleşmiş oldu. 26 Ekim 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu kanun ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek iki maddesi dâhil 15 maddesi değiştirildi ve yasaya dört geçici madde eklendi. Ayrıca, 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 20. maddesi ile 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 5. ve 8. maddeleri değiştirildi, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Tarım Satış Kooperatifleri ile ilgili 397. maddesinin 5. fıkrasının birinci cümlesi de metinden çıkarıldı.

1163’ün bu kanun ile değiştirilen maddelerinin numaraları şunlardır: 8, 19, 24, 45, 55, 56, 62, 65, 69, 72, 81, 87, 93, ek 2 ve ek 5. Eklenen geçici maddeler: 6, 7, 8 ve 9.

Getirilen “yenilikler”

Önce, yasa değişikliğinin özetle ne getirdiğine bakalım.

1. Ortaklığa başvurunun yönetim kurulu tarafından bir ay içerisinde sonuçlandırılacağı ve anasözleşmede belirtilen şartları taşıyanların ortaklığa kabulden kaçınılamayacağı.

2. Ortaklık payının değerinin 100 Lira olarak düzeltilmesi ve sigortacılık faaliyetinde bulunacak kooperatiflerin ortaklık payının değerinin ilgili kurumun görüşü alınarak belirlenmesi.

3. KOOPBİS’in yasal statü kazanması: Yönetim kurulu faaliyet raporu ve eklerinin genel kuruldan en az 15 gün önce kooperatif merkezinde ortakların tetkikine amade tutulmasına ek olarak, raporun KOOPBİS’te de yer almasının sağlanması ve KOOPBİS üzerinden kimlerin genel kurula katılma hakkını haiz olduğunun öğrenilmesi.

4. Genel kurul toplantısına, KOOPBİS’te yer alan ortaklar listesinde adı bulunanların katılabileceği,

5. Elektronik ortamda genel kurul: . Önemli bir değişiklik olan bu düzenleme ile genel kurul toplantısının anasözleşmede hüküm bulunması şartıyla elektronik ortamda da yapılabilmesi sağlanacak. Genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma, görüş açıklama ve oy verme, fiilen katılmanın ve oy vermenin bütün hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu hükmün uygulama esasları ile genel kurula elektronik ortamda katılmaya ve oy vermeye ilişkin anasözleşme hükmü örneği Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

6. Eğitim zorunluluğu: “Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır. Eğitim programına ilişkin usul ve esaslar ile buna tabi olacak kooperatifler ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

7. Ücret ve huzur hakkının sınırlandırılması: “Kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefil olan kooperatifler ile kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapan kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri, bunların ortağı olduğu üst kuruluşlarda görev alsalar dahi yalnızca bir ücret veya huzur hakkı alabilirler.”

8. Yönetim kurulunun devir-teslim sorumluluğu: “Yönetim kurulu; kendi tutanakları, genel kurul tutanakları, ortak listeleri, gelir-gider hesapları ve yıllık bilançonun usulüne uygun olarak hazırlanması ve saklanmasından, tetkik olunmak üzere denetçilere verilmesinden sorumludur. Ayrıca görevi sona eren yönetim kurulu üyeleri tarafından sorumlulukları altında bulunan para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarının seçimlerin yapıldığı genel kurul toplantı tarihinden itibaren üç iş günü içinde tutanakla yeni seçilenlere teslimi zorunludur.”

9. Denetçilerin de eğitime katılmaları zorunlu: Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin denetleme organı üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır. Eğitim programına ilişkin usul ve esaslar 55 inci maddenin üçüncü fıkrası kapsamında çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

10. Dış denetim yasallaştırılıyor: Ticaret Bakanlığı tarafından çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslar dikkate alınarak belirlenen kooperatif ve üst kuruluşları dış denetime tabidir. Dış denetim finansal tabloların denetimidir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da dış denetimin kapsamı içindedir.

 
Dış denetim yasallaştırılıyor.

11. Dış denetimi kimler yapabilir?

a. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen bağımsız denetçiler,

b. 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununatabi meslek mensupları,

c. İlgili Bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen, bağlı olunan merkez birlikleri veya merkez birliği kurulamamışsa bağlı olunan birlikler,

tarafından yapılabilir.

12. Denetime ilişkin usul ve esaslar: Dış denetim ve bu denetimi yapacak denetçiler hakkında da 65 inci maddenin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları uygulanır.

Bu madde ve 65 inci madde kapsamında yapılacak denetime ilişkin usul ve esaslar,       denetçilerin nitelikleri, uyacakları etik ilkeler, görev ve yetkileri, seçilmeleri, görevden alınmaları veya ayrılmaları, denetimin ve denetim raporlarının içeriği ve raporun genel kurula sunulması ile üst kuruluşların yetkilendirilmesine ilişkin hususlar ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

13. Kefalet için kooperatif birliklerine katılma zorunluğu: Kooperatifler, kooperatif birliklerine; kooperatif birlikleri de merkez birliğine ortak olmadığı takdirde, kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefalet sağlayamaz ve kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapamaz. Bu kapsamdaki başvurularda; birlikler kooperatifleri, merkez birliği de birlikleri ortaklığa kabulden kaçınamaz.”

14. Yapı kooperatifleri tür değiştirerek yollarına devam edebilirler: “Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz.”

15. Genel kurullarda bakanlık temsilcisinin bulunması zorunluğu: Genel kurul toplantıları, Bakanlık temsilcisinin huzuru ile açılır ve devam eder. Temsilci, toplantının kanunlara, anasözleşmeye ve gündeme göre yürütülmesine nezaret eder. Genel kurul toplantı tutanağı ile toplantıya katılanların listesi temsilci tarafından imzalanır. Temsilci, genel kurulda, kanun ve anasözleşmeye aykırı olarak alınan kararlar hakkındaki görüşünü tutanakta belirtir. Usulüne uygun talepte bulunulduğu halde, temsilci toplantıya katılamaz ise ilan edilen saatten bir saat sonra toplantıya başlanır.

Bakanlık temsilcisinin nitelikleri, görevleri, yetkileri, ücret tarifeleri ile temsilci görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Bakanlık temsilcisinin ücreti, ilgili kooperatif tarafından karşılanır.”

16. Kadın kooperatiflerine pozitif ayrımcılık: Ortaklarının çoğunluğu kadınlardan oluşan ve kadın emeğinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan kooperatifler ile ortaklarının çoğunluğu engellilerden oluşan kooperatiflerin, bu Kanun ve 6102 sayılı Kanun gereğince tescil ve ilana tabi işlemlerinden ücret alınmaz ve ilana tabi olanlar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ücretsiz olarak yayımlanır. Bu kooperatiflerden, 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 24 üncü maddesi gereğince odaya kayıt ücreti ve yıllık aidat ile aynı Kanunun 25 inci maddesinde tanımlanan munzam aidat alınmaz.”

17. Kooperatif Bilgi Sistemi KOOPBİS’e yasal dayanak: Ticaret Bakanlığı tarafından tüm kooperatif ve üst kuruluşlarının, kooperatifçilik hizmetlerine elektronik ortamda eriştiği ve merkezî veri tabanının yönetildiği bir Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) kurulur.

Kooperatifin ticaret sicili kayıtlarının, finansal tablolarının, yönetim kurulu ve denetçi raporlarının, genel kurul toplantı evrakının, ortakların kimlik, iletişim, pay ve ödemelerine ilişkin bilgilerinin KOOPBİS’e işlenmesinden yönetim kurulu sorumludur.

İlgili Bakanlık ile kooperatif ve üst kuruluşları, görevleri ile sınırlı kalmak şartıyla, ortakların ve ortak olmak için başvuranların kişisel verilerini KOOPBİS’te işlemeye ve görüntülemeye yetkilidir. İlgili Bakanlık; denetim, istatistik üretme, hizmetlerde otomasyonu artırma, ülke kooperatifçiliğinin geliştirilmesi ve kooperatif ortaklarının haklarının korunması amacıyla sistemde işlenen verileri, kamu kurum ve kuruluşlarına aktarabilir. Elde edilen veriler 6698 sayılı Kanuna aykırı olarak kullanılamaz, aktarılamaz veya başka bir şekilde işlenemez.

18.Yeni düzene intibak: Kooperatifler ve üst kuruluşları, anasözleşmelerini en geç üç yıl içinde bu Kanun hükümlerine intibak ettirmek zorundadır. Anasözleşmelerini intibak ettirmeyen kooperatif ve üst kuruluşları dağılmış sayılır. Kanunen tasfiye ile görevlendirilmiş kimseler tarafından dağılmadan başlayarak iki ay içinde tasfiye işlemlerine geçilmemesi halinde, kooperatif ve üst kuruluşun ortakları ya da alacaklıları tarafından mahkemeden iki yıl içinde tasfiye memuru atanması istenebilir.

Anasözleşmeler intibak ettirilinceye kadar, mevcut anasözleşmelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

Kooperatifler yasa değişikliğinden neler bekliyorlardı?

Beklenen yasal değişiklik yapılamayınca, biriken yasal sorunların bir kısmının “ikincil mevzuat”, yani tebliğ, yönetmelik, yönerge, vb. gibi düzenlemelerle çözüme kavuşturulması amacıyla Türkiye Milli Kooperatifler Birliği 2017 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na başvurmuştu. Bu başvurunun olumlu karşılanması üzerine Milli Birlik tüm bağlı birliklere çağrıda bulunarak ikincil mevzuata ilişkin görüşlerini istemişti. Milli Birliğe intikal eden ve Bakanlığa sunulan bu görüşlerden bir bölümü aşağıda sıralanmıştır [1]:

  • Genel kurullarda hazır bulunan temsilci sayısının 1 (bir) ile sınırlandırılması
  • Kooperatifler için ihtisas mahkemeleri kurulması
  • Kooperatifler Bankasının kurulması
  • Üst örgütlere ortaklığın zorunlu hale getirilmesi
  • Genel kurulların 4 (dört) yılda bir yapılması
  • Kooperatiflerin tescil işlemlerinin üst örgütler tarafından yapılması
  • Ortak içi ve ortak dışı işlemlerin tanımlanması ve ortak içi işlemlerin kurumlar vergisinden muaf olduğuna ilişkin tebliğ çıkarılması – ortak dışı işlem yapılması halinde ortak-içi işlemlere ilişkin vergi muafiyetinin ortadan kaldırmasının önlenmesi
  • 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin 4.13.1.4. maddesi ile düzenlenen “Üretim Kooperatiflerinde Ortak Dışı İşlemler” ifadesinin muafiyetle kastedilen anlayışa aykırılık teşkil ettiğinden değiştirilmesi
  • Ortaklarca üretilen her ürünün KDV’sinin düşürülmesi ve girdi için vergilemede pozitif ayrımcılık uygulanması
  • Tutmakla yükümlü olunan defterlerin noter harcından muaf tutulması
  • Çok ortaklı kooperatiflerin genel kurullarına çağrının iletişim teknolojisindeki gelişmelere uyumlu hale getirilmesi
  • Bağdaşmayan görevlere ilişkin hükümlerin kooperatiflerin menfaatine ilişkin olarak değiştirilmesi
  • Ortaklarla kooperatif arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin maliyetin azaltılması
  • Kooperatifçilik Geliştirme Fonu (KGF) kurulması
  • Bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminin tarımsal faaliyet olarak değerlendirilmesi ve bu faaliyetlerin ayrı ayrı kooperatifler değil, tek bir kooperatif çatısı altında yapılması
  • Üst örgütlenmeyi teşvik edici yasal düzenleme yapılması
  • “Kooperatiflerin iştigal mevzuuna giren kredi talepleri bankalarca, müesseselerce veya şirketlerce öncelikle karşılanır” yasa hükmüne işlerlik kazandırılması
  • Bakanlıkların yasada belirlenen kooperatiflere ilişkin görev ve yükümlülüklerini yerine getirmemeleri yanında, mevzuatın kooperatifler aleyhine yorumlanarak yapılan düzenlemelere sessiz kalınmasının önüne geçilmesi
  • Türkiye Kooperatifleri Danışma Kurulu’na işlerlik kazandırılması
  • Üst örgütlenmesini tamamlayamamış ve denetim birimlerini oluşturamamış kooperatif ve birliklerin Türkiye Milli Kooperatifler Birliği tarafından denetlenmesini sağlayacak düzenlemenin yapılması.
  • Ve nihayet, üst örgütlenme konusunda da kooperatiflerin çok önemli sorunları bulunmakta olup, aynı sektörde birden fazla bölgesel birlik ve merkez birliğinin kurulmasının önlenmesi ve aynı amaçlı çok sayıda bölgesel ve merkez birliğinin varlığı ile kooperatif hareketin parçalı yapısının devamına son verilmesi.

ILO Tavsiye Kararı ne diyor?

Yasal düzenlemelerde en çok üzerinde durulan husus, ICA’nın belirlediği kooperatif ilkelerinin dördüncüsü olan kooperatiflerin özerklik ve bağımsızlığına yer verilmesi. 2002 yılında kabul edilen ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 100’den fazla ülkenin kooperatiflerle ilgili yasal düzenlemede dikkate alacaklarını bildirdikleri Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun 193 sayılı Kooperatiflerin Desteklenmesine İlişkin Tavsiye Kararı, hükümetlere kooperatifçilik politikaları konusunda önerilerde bulunuyor. Bu önerilerden biri kooperatiflerin özerkliğine özen gösterilmesi (Md. 6/c ve e), diğeri de kooperatifler için özerk bir finansman sistemi kurulmasını kolaylaştırmak olarak belirlenmiştir (Md. 12/c).

Aynı şekilde, ILO ve COPAC’ın ortak yayını olan Hagen Henry’nin Guidelines for Cooperative Legislation kitabında da kooperatiflerin özerkliğinin önemi vurgulanarak, kooperatiflere sağlanacak destekte hükümetlerin rolünün yasal düzenleme ile sınırlı kalması gerektiğinin altı çizilmektedir (s. 101).

Önemli değişiklikler özetle şunlar:

7339 Sayılı Kanun’un getirdiği önemli yenilikleri söyle sıralamak mümkün:

  • Genel kurulun elektronik ortamda yapılması ve yönetim kurulu raporu ve eklerine elektronik ortamda erişilmesi;
  • Dış denetim mekanizması getirilmesi ve kooperatif üst örgütleri yanı sıra uzman denetim kurumlarınca da kooperatif hesaplarının, daha doğrusu finansal tablolarının denetlenmesi;
  • Yönetim ve denetim kurullarına seçilenlerin 9 ay içerisinde eğitimden geçirilmeleri;
  • Kadın kooperatiflerine tescil ve benzeri ödemelerden muaf olmaları ile ilgili pozitif ayrımcılık getirilmesi;
  • Ticaret Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ve kooperatiflerle ilgili her türlü bilginin yer alacağı KOOPBİS sistemine işlerlik kazandırılması;
  • Genel kurulların bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapılması.

Sonuç ve genel değerlendirme

Kooperatifler bankası başka bahara kaldı

Bu yeniliklerin kooperatifleri ve kooperatifçileri tatmin ettiği söylenemez. Öncelikle, kooperatifler, yönetiminde temsil edilecekleri bir kooperatifler bankasına ihtiyaç duyuyorlar. Yasa değişikliğinde böyle bir finans kurumunun kurulacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yok.

Sosyal kooperatiflere dönük hiçbir düzenleme yok

Ticaret Bakanlığı uzun süre sosyal kooperatiflerin propagandasını yaptı. Kooperatif treni ve kooperatif otobüsü yolu ile ülkenin çeşitli kentlerine ziyarette bulunuldu ve buralarda yapılan toplantılarda sosyal kooperatiflerin önemi üzerinde duruldu. Hatta bu kooperatifler için özel bir yasaya ihtiyaç duyulduğu da anlatıldı. Bırakın özel yasa düzenlenmesini, bu yasa değişikliğinde bu konuda hiçbir düzenleme yapılmadı. Aynı şekilde, son yıllarda “moda” olan “platform kooperatifçiliği” konusunda da yasa değişikliğinde herhangi bir düzenlemeye yer verilmedi.

Kooperatif şirketlerinin kârı nasıl dağıtılacak?

Bu konu uzun yıllardır tartışılıyor. Kooperatifler ve birliklerinin kurdukları şirketler kâr ettiklerinde bu kâr tabandaki birim kooperatiflerin ortaklarına nasıl yansıtılacak? Buna ilişkin bir düzenleme de değişiklikte yer almadı.

Sosyal sorumluluk unutuldu

Sermaye şirketleri sosyal sorumlulukta kooperatifleri geride bıraktı. Demek ki kooperatifler bu konuda kendi haline bırakılmayacak. Yeni yasal düzenlemede kooperatiflerin sosyal sorumluluk projelerine ilişkin hiçbir hüküm yok. Örneğin çevre ve doğanın korunması, iklim krizi ile mücadele edilmesi gibi konularda kooperatiflerin fon ayırmaları ve çalışma yapmaları yasada yer almalıydı. Bu fırsat da kaçırıldı. Kooperatifler ve ortakları sorumlu yurttaşlar olarak yasanın görmediği bu önemli konularda ne yapabileceklerini genel kurullarında tartışmalı.

Kooperatif okulları kurulmasına ilişkin hüküm yok

Yasal düzenleme yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçilmelerini takiben eğitilmelerini öngörüyor. Ancak bu eğitimin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı belirtilmiyor. Oysa Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de kooperatif hareketin kendi okullarının bulunması gerekir. Bu okullarda yönetici ve personelin nasıl ve hangi konularda eğitileceğine kooperatif hareket kendi karar verecek.

Strateji Belgesi Eylem Planında bir kooperatif eğitim merkezinin kurulacağından söz edilmekte idi. Hatta Türkiye Milli Kooperatifler Birliği ulusal bir eğitim ve araştırma merkezi kurulması için bir fon oluşturmuş ve kooperatiflerden bireysel ortak başına 1 TL katkıda bulunulmasını istemişti. Ulusal Birlik bu konuyu takip etmediği için bu amaçla para toplanamadı. Dolayısıyla, bir kooperatifler eğitim merkezi ya da kooperatifler okulu yasa ile kurulmalı. Bu fırsat şimdilik değerlendirilememiş bulunuyor.

Kooperatif kimliğinin korunmasına ilişkin hüküm yok

Kooperatiflerin götürdüğü hizmetler ile şahıs ve özel kurumların şirketlerinin götürdüğü hizmetler arasında hiçbir farklılık yok. Oysa kooperatifler kâr önceliği olmayan kuruluşlar ve bunu topluma anlatmaları lazım. Bunu nasıl yapacaklarını da yasa ve yönetmelikler anlatmalı. Kooperatif kimliğin korunması, kooperatiflerle sermaye şirketleri arasındaki farkların hem yasada yer alması hem de yöneticiler tarafından halka anlatılması gerekir. Bu amaçla, başka ülkelerin yasalarında olduğu gibi, bizim kooperatifler yasamızda da kooperatif ilkelerine atıfta bulunulması gerekir.

Kooperatifler sosyal ekonominin bir parçası mı?

Evet, kooperatifler sosyal ekonominin bütünleşmiş (entegre) bir parçası. Daha doğrusu, sosyal ekonominin en önemli ögesi kooperatifler. Ama yasada buna ilişkin hiçbir referans yok. Bunun yasal düzenlemede mutlaka belirtilmesi, belirtilmekle yetinilmeyip, altının çizilmesi gerekirdi.

Sendika-kooperatif işbirliği unutulmuş

1970’li, 80’li yıllarda sendikalar, kuruluşuna öncülük ettikleri tüketim ve yapı kooperatifleri yolu ile üyelerinin satın alma gücünün korunması konusunda önemli başarılar elde etmişlerdi. Şimdi, ekonomik koşulların ağırlığı dikkate alındığında bu işbirliğine dünden daha fazla ihtiyaç duyulduğu görülmekte. Yasal düzenleme ile belediyeler ve kamu tüzel kişileri yanı sıra sendikaların da kooperatif kuruluşuna öncülük edebilmeleri ve ortak olabilmeleri yasal düzenleme altına alınmalı, hatta teşvik edilmeli.

Birim kooperatiflerin çok amaçlı olmaları özendirilmeli

Bu yolla köylerde ve nüfusu fazla olmayan kırsal kesimde her ihtiyaç için ayrı bir kooperatif kurulmasının önüne geçilmeli. Kooperatif birliklerinin de birleşme yolu ile sayılarının azaltılması ve uzmanlaşmaya yönelmeleri teşvik edilmeli.

Sonuç olarak, 7339 Sayılı yasanın önemli birkaç değişiklik getirmesine karşın kooperatiflerin beklentilerine yanıt vermekten uzak kaldığını belirtmek gerekir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun kabulünden günümüze kadar 52 yıl geçmiş. Yarım asırdan fazla bu sürede meydana gelen ekonomik ve sosyal değişiklikler yanı sıra kooperatiflerin değişen ihtiyaçlarının da dikkate alınması ve yasa değişikliği taslağının TBMM’ne sunulmadan önce daha geniş bir platformda görüşülerek sonuçlandırılması gerekirdi. Üzülerek belirtmeliyim ki, yukarıda sıraladığım eksiklikler için bir sonraki yasa değişikliğini beklemek gerekecek.


[1] Eskobirlik, Türkkonut, Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği, Pankobirlik, Tükobirlik, OR-KOOP ve Ecza-Koop tarafından Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ne Şubat-Mart 2017 tarihleri arasında gönderilen listelerden yararlanılmıştır (Hüseyin Polat, Yarının İşletmesi Kooperatif, s. 153).

 

YAZAR: HÜSEYİN POLAT

Hüseyin Polat ODTÜ’de matematik, Gazi Üniversitesinde mühendislik ve ABD’de Wisconsin Üniversitesinde kooperatif yönetimi konusunda eğitim gördü. 1969 yılında öğrenci iken Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasında çalışmaya başladı, Türk-İş Kooperatifler Bürosu’nun kuruluşunda görev aldı ve bu büronun müdürlüğünü yaptı. Daha sonra Yol-İş üyelerinin kurdukları tüketim kooperatifleri birliği Yol-Koop’un ilk yıllarında Genel Müdürlüğünü yaptı. 1986 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü ILO projelerinde kooperatif uzmanı olarak çalışmaya başladı ve Myanmar, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Filipinler, Vietnam ve Tayland’da proje uzmanı ve proje müdürü olarak görev yaptı. 1990 yılında Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Kooperatif Eğitim Merkezi kurulmasını amaçlayan ILO Projesi yöneticisi olarak çalıştığı dönemde kooperatifçi öğretim elemanları yetiştirme çalışmalarından dolayı kendisine Anhui Üniversitesi tarafından Kooperatifçilik Eğitimi ve Yönetimi konusunda Profesörlük unvanı verildi. 1991 yılından itibaren de ILO’nın Cenevre’deki Genel Merkezi Kooperatifler Bürosunda çalışmalarına devam etti. ILO’nun Kooperatiflerin Teşvikine ilişkin 193 Sayılı Tavsiye Kararını hazırlayan Teknik Komitede görev aldı. Emeklilikten sonra da Filistin, Mısır, Lübnan, Sri Lanka, Çin Halk Cumhuriyeti ve Endonezya’da kooperatif politikaları hazırlanması konusunda hükümetlere danışmanlık yaptı. Prof. Polat’ın 20’si İngilizce olmak üzere 30’dan fazla yayınlanmış kitabı bulunmakta.

Kaynak:https://sosyalekonomi.org/kooperatifler-kanunu-degisikligi-ne-getiriyor/

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış